"ve" GİBİYİM. CÜMLEDEKİ BÜTÜN KELİMELER BÜYÜK HARFLE BAŞLAR SADECE "ve" KÜÇÜK HARFLE YAZILIR. BİRDE "ile" VARDIR.
İŞTE BEN ONU ARIYORUM...
31 Mayıs 2007 Perşembe
30 Mayıs 2007 Çarşamba
Hayatımın özeti...
40 cevapsız arama.
ve hepside yanlış numara.
geriye kalan sadece bir yalnız numara...
ve hepside yanlış numara.
geriye kalan sadece bir yalnız numara...
28 Mayıs 2007 Pazartesi
20 Mayıs 2007 Pazar
16 Mayıs 2007 Çarşamba
YA DA SENİ SEVMEYE DEVAM EDEBİLİRİM…
Ben mi sağırım hayata yoksa yanlış notalar mı çalınıyor bu hayatta?
Neler yapabilirim mutlu olmak için…
İzin alıp hayattan bir günlüğüne, masamdan kalkıp gidebilirim. Dışarıda bir bahar havası kravatımı gevşetebilirim. Rüzgârı hissederim yüzümde. Bir nefes alırım içime, oksijen ayrı bir tat verir, azot ayrı bir tat. Yürümeye başlarım düşünmeden, ayaklarım beni nereye götürürse artık. Yaşlı birine yardım edebilirim, karşıdan karşıya geçerken, ya da bir pazar dönüşü torbalarına, sadece bir elma karşılığında. Bir çocuğa şeker alabilirim, gözlerinde görmek için küçük şeylerin önemini. Her karşılaştığım insana selam verebilirim. Tanıdık tanımadık herkese hatırını sorabilirim. Elbet biride bana sorar sen nasılsın diye. Gezebilirim sokak sokak bu şehri, alışırım belki soğukluğuna. Belki yeni insanlarla tanışabilirim. Sonra çıkıp şehirden, kırlara gidebilirim. Sonsuz papatyalı kırlara. Uzanabilirim toprağa sırt üstü. Bulutları seyrederim. Her birini bambaşka şeylere benzetebilirim, çocukça bir hayal gücüyle. Biri kalp olur, biri annemin pastası, ama biri mutlaka sen. Sonra koşabilirim yalın ayak çimenlerde yorulana kadar. Sırtımı bir ağaca verip dinlenebilirim. Çocuklarla maç yapabilirim hem de gazozuna. Sokarak takım elbisemin paçalarını çorabıma, var gücümle vurabilirim topa, düşünmeden fiyatını ayakkabımın. Hatta kavga bile edebilirim, top çizgiyi geçti mi geçmedi mi diye. Cami avlusundan kana kana su içebilirim. Süpermarketlere inat bir bakkaldan yarım ekmek helva alabilir, oturup bir gazoz sandığına, yiyebilirim öğlen yemeğimi. Kuşlarla bile paylaşabilirim ekmeğimi. Onlarda karşılıksız bırakmaz benim bu alçak gönüllülüğümü. Dans ederler önümde birbirlerine kur yaparak. Düşlere dalabilirim sonra, yaşamadığım günleri özleyebilirim. Bambaşka şehirlerde olabilirim ve hatta ülkelerde. Bilmediğim dillerde seni seviyorum diyebilirim. Hayatımdan bir günü çalabilirim kendimden.
Ya da. Ya da seni sevmeye devam edebilirim, mutlu olmak ve yaşamak için…
Neler yapabilirim mutlu olmak için…
İzin alıp hayattan bir günlüğüne, masamdan kalkıp gidebilirim. Dışarıda bir bahar havası kravatımı gevşetebilirim. Rüzgârı hissederim yüzümde. Bir nefes alırım içime, oksijen ayrı bir tat verir, azot ayrı bir tat. Yürümeye başlarım düşünmeden, ayaklarım beni nereye götürürse artık. Yaşlı birine yardım edebilirim, karşıdan karşıya geçerken, ya da bir pazar dönüşü torbalarına, sadece bir elma karşılığında. Bir çocuğa şeker alabilirim, gözlerinde görmek için küçük şeylerin önemini. Her karşılaştığım insana selam verebilirim. Tanıdık tanımadık herkese hatırını sorabilirim. Elbet biride bana sorar sen nasılsın diye. Gezebilirim sokak sokak bu şehri, alışırım belki soğukluğuna. Belki yeni insanlarla tanışabilirim. Sonra çıkıp şehirden, kırlara gidebilirim. Sonsuz papatyalı kırlara. Uzanabilirim toprağa sırt üstü. Bulutları seyrederim. Her birini bambaşka şeylere benzetebilirim, çocukça bir hayal gücüyle. Biri kalp olur, biri annemin pastası, ama biri mutlaka sen. Sonra koşabilirim yalın ayak çimenlerde yorulana kadar. Sırtımı bir ağaca verip dinlenebilirim. Çocuklarla maç yapabilirim hem de gazozuna. Sokarak takım elbisemin paçalarını çorabıma, var gücümle vurabilirim topa, düşünmeden fiyatını ayakkabımın. Hatta kavga bile edebilirim, top çizgiyi geçti mi geçmedi mi diye. Cami avlusundan kana kana su içebilirim. Süpermarketlere inat bir bakkaldan yarım ekmek helva alabilir, oturup bir gazoz sandığına, yiyebilirim öğlen yemeğimi. Kuşlarla bile paylaşabilirim ekmeğimi. Onlarda karşılıksız bırakmaz benim bu alçak gönüllülüğümü. Dans ederler önümde birbirlerine kur yaparak. Düşlere dalabilirim sonra, yaşamadığım günleri özleyebilirim. Bambaşka şehirlerde olabilirim ve hatta ülkelerde. Bilmediğim dillerde seni seviyorum diyebilirim. Hayatımdan bir günü çalabilirim kendimden.
Ya da. Ya da seni sevmeye devam edebilirim, mutlu olmak ve yaşamak için…
15 Mayıs 2007 Salı
SINIRLAR ARASINDA…
Satırlar arasında buluyorum seni. Okuduğum kitaplar seni anlatıyor, en ünlü yazarlar bile senden bahsediyor. Cilt cilt anlatıyorlar seni. Bir dükkan dolusu kitap var senin hakkında. Okuyorum, sayfalar arasında kayboluyorum ve seni buluyorum.
Notalar arasında buluyorum seni. Sana dair yapılmış albümler, martı kanadına yazılmış sözler ve senin sesinden söylenen şarkılar var. 1888 yılında yazılmış, seni anlatan bir senfoni dinliyorum. Dinliyorum. Dinliyorum… ve artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum.
İnsanlar arasında buluyorum seni. Milyonlar meydanlara senin için toplanıyor sanki. Parklar sen geç diye yapılmış sanki. Sadece bu şehirde değil. Seni hiç tanımayan şehirlerde de buluyorum seni. Çengelköy de kahvaltı yaparken yan masada oturuyorsun. Martılara simit atıyorsun. Sonra başka bir gün Kordonda çıkıyorsun karşıma. Seni cebimde taşıyorum sanki, nereye gitsem oradasın. Ne şehirler önemli, ne ülkeler. Hiç görmediğim bir ülkede bile bulabiliyordum seni. Aramıyorum çoğu zaman ama buluyorum.
Ve sınırlar arasında buluyorum seni. İlk bulduğum yerde defalarca buluyorum. Kaybediyorum, buluyorum. Bulduğumu sanıyorum. Sonra gene kaybediyorum. Dolaşıyorum satırlar arasında, notaları takip ediyorum, şarkılar dinliyorum, insanlara soruyorum seni. Ve gene sınırlar arasında buluyorum seni. Sen hiç bilmesen de ben seni sınırlar arasında sevDİm. Sınırlarım arasında sevDİm. Kitaplarda sevDİm. Şarkılarda sevDİm. Şehirlerde sevDİm. İnsanlarda sevDİm. Di’ li geçmiş zamanlarda sevDİm. Sen bilmedin, ben seni sevDİm.
Notalar arasında buluyorum seni. Sana dair yapılmış albümler, martı kanadına yazılmış sözler ve senin sesinden söylenen şarkılar var. 1888 yılında yazılmış, seni anlatan bir senfoni dinliyorum. Dinliyorum. Dinliyorum… ve artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum.
İnsanlar arasında buluyorum seni. Milyonlar meydanlara senin için toplanıyor sanki. Parklar sen geç diye yapılmış sanki. Sadece bu şehirde değil. Seni hiç tanımayan şehirlerde de buluyorum seni. Çengelköy de kahvaltı yaparken yan masada oturuyorsun. Martılara simit atıyorsun. Sonra başka bir gün Kordonda çıkıyorsun karşıma. Seni cebimde taşıyorum sanki, nereye gitsem oradasın. Ne şehirler önemli, ne ülkeler. Hiç görmediğim bir ülkede bile bulabiliyordum seni. Aramıyorum çoğu zaman ama buluyorum.
Ve sınırlar arasında buluyorum seni. İlk bulduğum yerde defalarca buluyorum. Kaybediyorum, buluyorum. Bulduğumu sanıyorum. Sonra gene kaybediyorum. Dolaşıyorum satırlar arasında, notaları takip ediyorum, şarkılar dinliyorum, insanlara soruyorum seni. Ve gene sınırlar arasında buluyorum seni. Sen hiç bilmesen de ben seni sınırlar arasında sevDİm. Sınırlarım arasında sevDİm. Kitaplarda sevDİm. Şarkılarda sevDİm. Şehirlerde sevDİm. İnsanlarda sevDİm. Di’ li geçmiş zamanlarda sevDİm. Sen bilmedin, ben seni sevDİm.
10 Mayıs 2007 Perşembe
Pazar Dialogları
Bütün bir pazar günü yaptığım dialogların-farkettim ki bazıları monolog aslında- tamamı bu kadar.
- kaptan bir kişi
-müsahit bir yerde
-merhaba, kuru temizleme için takım elbisemi bırakacaktım.
-ne zaman alabilirim.
-tamam sağolun.
-kaptan bir kişi
-kilerde inecek var
-......................(ABDullah gülün cumhurbaşkanlığından çekildiğini duyduğumda verdiğim tepki, buraya yazamadım biraz ağırdı)
-yazık bana be....
- kaptan bir kişi
-müsahit bir yerde
-merhaba, kuru temizleme için takım elbisemi bırakacaktım.
-ne zaman alabilirim.
-tamam sağolun.
-kaptan bir kişi
-kilerde inecek var
-......................(ABDullah gülün cumhurbaşkanlığından çekildiğini duyduğumda verdiğim tepki, buraya yazamadım biraz ağırdı)
-yazık bana be....
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
