Bir cuma günü ofiste gömülmüş bilgisayara çalışırken ve dışarda inadına bir sonbahar tüm çirkinliği ile Ankarayı karartırken, sen bir telefon konuşmasından başka bir sıkıntıya koşarken, burnuna gelen bir çiçek kokusuyla kendine gelirsin. Tüm baharı odana taşıyan bir koku. Derin bir nefes alırsın hayattan. OHHH dersin işte yaşamak bu. Bir taze çiçek kokusudur artık yaşamak senin için.
Sen benim çiçek kokumsun.
skip to main |
skip to sidebar
sen, ben değirmenlere karşı...
don kişot
sen, ben değirmenlere karşı...
Hakkımda
- bora baysal
- Beni en güzel yukarıdaki resim anlatıyor. Ben bir çeşit don kişotum. Hayalimde yarattığım devlerle savaşıyorum. Aslında tamamı yeldeğirmeni, bunu biliyorum ama dev olarak düşünmek daha güzel geliyor bana. Tek farkımız don kişotla onun yanında sanço panço var. Ben ise yalnız savaşıyorum. Bu yönümle red kite benziyorum aslında :) Devlerle savaşıyor ve aldonza lorenzomu arıyorum. Beni bilenler bilir zaten. Hadi okuyun benim saçmalıklarımı. Ah Lorenzo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder